Roma İmparatorluğu’nun en büyük şehirlerinden biri olan Efes antik harabelerinin yakınındaki yedi uyuyanlar mağarasını ziyaret etmek bir hayal kırıklığıydı. Daha önce mezarları, kiliseyi ve duvardaki eski yazıtları anlatan birçok web sitesi okusanız da, ancak eski bir köy evini andırabilecek paslı renkli tuğlalardan yapılmış üç duvara bakabilirsiniz.

Rehberiniz “Ben demiştim” gülümsemesiyle doğru yerde olduğunuzu onaylasa da ama buranın İncil’deki önemine rağmen hiçbir heyecan hissedemeyebilirsiniz.

Yedi Uyuyanlar Mağarası Hakkında

Hristiyanlıkta İncil, Roma döneminde dinleri nedeniyle bir mağarada hapsedilen yedi adamın hikayesini anlatır.

Yaklaşık 200 yıl sonra ne kadar uyuduklarının farkında olmadan uyandılar ve yakındaki Efes kentine yürüdüler, ancak dinlerinin ne kadar açıkça kabul edildiğine ve uygulandığına şaşırdılar. Sonunda doğal sebeplerden öldüklerinde, hapsedildikleri mağaraya gömüldüler.

Tarih kitapları daha sonra bir hac yeri haline geldiğini, ancak 1927’de temizlenip halka açıldığı kazı çalışmalarına kadar harabeye döndüğünü söylüyor.

Mark Twain ve Mağara Ziyareti

Yurtdışındaki Masumlar kitabının 40. bölümünde Mark Twain, hikayenin kendi versiyonu farklı olmasına rağmen Efes ve mağara ziyaretini yazdı. Garip likör içtikten sonra uyuyakaldıklarını söylüyor.

Şimdi bölümü yeniden okuduğunuzda, yapı hakkında neredeyse hiçbir şey anlatmıyor, bu yüzden şimdi yerel efsanelerle alay ettiğini anlayabilirsiniz.

Yedi Uyuyan Mağara Ziyareti

Yedi Uyuyanlar Mağarası’nın ne kadar hayal kırıklığı yaratacağının ilk göstergesi otoparkta vagonların olmamasıydı. Yakındaki Efes antik kentinin kalıntıları, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen cazibe merkezlerinden biridir ve her gün yüzlerce otobüsü kabul eder, ancak Yedi Uyuyanlar Mağarası’ndaki tek ziyaretçiler siz olabilirsiniz.

Boş restorandaki tuvaletleri kullanmak için ana yolu geçerek geniş bir yeşil alanın kenarına atılmış tek kabinli port-a-kabin’e girdim. Açıkçası, onlar da çok sayıda ziyaretçi beklemiyorlardı.